4/05/2008

* BEN BU ŞİİRİ BİLİYORUM....

Yavuz Sultan Selim Han zamanında bir şâir yeni yazdığı şiirini pek beğenmiş ve sultana okumak dilemiş.

Tabii o zamanlar gerçek sanatkâra çok kıymet verildiği için, kısa zamanda huzura kabul edilmiş. Selim Han´ın yanında Hasan Can ve diğer vezirler de varmış. Şâir zât, heyecandan sesi titreyerek şiirini okumuş bitirmiş, sonra da pâdişaha bakmış.
Yavuz Selim Han hiç tereddüt etmeden :

- "Ama ben bu şiiri biliyorum."

Deyince, adamcağız şaşırmış;

- "Nasıl olur efendim, bu şiiri ben yazdım ve ilk defâ burada okuyorum." Pâdişah - "İstersen bir de ben okuyayım" demiş - "Siz bilirsiniz." Selim Han gerçekten teklemeksizin adamın az evvel okuduğu şiirin aynısını okumuş.Adam şaşkınlıklar içindeyken bu sefer Hasan Can atılmış:

- "Bu şiiri ben de biliyorum sultanım. Destur verirseniz ben de okuyayım." O da okumuş. Sonra hemen yanındaki vezir ve diğerleri de sırayla okumuşlar.
Böylece huzurda şiiri okuyan on kişi çıkmış. Şâir ne yapacağını şaşırmış;

- "Nasıl oluyor anlayamıyorum efendim. Ama bu şiiri gerçekten ben yazdım" diye kendini savunmaya çalışmış. Neyse ki sonradan gerçeği anlatıp, adamcağızın gönlünü almışlar.


Pâdişah´ın duyduğunu bir seferde ezberlediğini, Hasan Can´ın ve diğerlerinin de sırayla artan sayılarda ezberleyebildiklerini söylemişler. Böylece şâir de rahatlamış ve gönlünün isteğinin hayli fazla altınla ödüllendirilmiştir ..."

Hiç yorum yok: